Johns Hopkins Üniversitesi Uygulamalı Fizik Laboratuvarı (JHU-APL), uzay keşiflerinde devrim niteliğinde bir projeye imza atmayı planlıyor. Bu yeni uzay aracı, yıldızlararası yolculuk yaparak, Dünya’dan ayrıldıktan 50-100 yıl sonra bile çalışmaya devam edebilecek. Ancak bu, sıradan bir proje değil; katılımcıların, sonuçlarını göremeyecekleri bir yolculukta yer alacakları anlamına geliyor. Peki, bu durum motivasyonu nasıl etkiler? JHU-APL’den Ralph McNutt, bu soruya “Kesinlikle” yanıtını veriyor.
McNutt ve ekibi, yıldızlar arası yolculuk yapacak bu uzay aracıyla ilgili detaylı bir araştırma yayımladı. Mevcut durumda, Voyager 1 ve Voyager 2 gibi uzay araçları, Güneş’in etrafındaki heliosferden ayrılarak yıldızlararası ortama girmiş durumda. Ancak McNutt’ın bahsettiği yeni uzay aracı, çok daha uzaklara, çok daha hızlı bir yolculuk yapacak.
McNutt, “Diyelim ki 2036’da fırlatıldı ve öngörülen çalışmaları 2086’da tamamladı. O anda 130 yaşında olacağım anlamına gelir. Bunun için endişe edecek değilim,” diyor. “Anında tatmin istiyorsanız, uzay araştırmalarına girmeyin derim.” Bu ifadeler, uzay araştırmalarının getirdiği uzun vadeli hedeflerin önemini vurguluyor.
Voyager uzay araçları, Güneş’in etrafındaki heliosferden ayrılıp yıldızlararası ortama geçerek önemli veriler elde etti. Ancak McNutt ve ekibi, yeni uzay aracının önceliklerini değiştirmeyi hedefliyor. JHU-APL’den Elena Provornikova, “Voyager’larda gezegenlerin keşfi için tasarlanmış cihazlar vardı. Heliosferin kenarındaki süreçleri anlamaya yönelik aygıtları yoktu,” diyor. Yeni önerilen uzay aracı, bu amaç için özel olarak tasarlanacak.
Bu proje, başka bir yıldıza yolculuk yapmak değil; yıldızlar arasındaki boşlukta uzun süre kalabilmeyi öngörüyor. NASA’nın heliofizik bölümünün isteğiyle başlatılan araştırma, yüklü ve nötr parçacıkları, manyetik alanları ve tozları ölçecek cihazlarla donatılmış 850 kg ağırlığında bir uzay aracı tasarlamayı hedefliyor. Uzay aracı, 2036 civarında fırlatılacak ve Ay’ın yörüngesini sadece 6,5 saat içinde geçerek, yedi ayda Jüpiter’e ulaşacak.
Ayrıca, bu uzay aracı her yıl bir milyar kilometreden fazla mesafe katederek, uzun ömürlü bir şekilde Dünya’ya veri göndermeye devam edebilecek. NASA’nın geliştirdiği yeni nesil nükleer bataryalar sayesinde bu mümkün olacak.
Destek ve Gelecek Hedefleri
Projenin başarılı olabilmesi için uzay ve güneş fiziği topluluğunda geniş bir destek bulması gerekiyor. Araştırma ekibinden Alice Cocoros, “Araştırmamız, bilim insanlarının hayallerini alıp, bunları gerçekleştirmek için gerekli mühendisliği ortaya koydu,” diyor. “Fazla ilave ya da geliştirme gerektirmeyen teknolojilerle, bu görev konseptiyle yapmak istediğimiz tüm bilimsel çalışmaları başarabileceğimiz sonucuna vardık. Bu da gerçekten heyecan verici.”
Uzay aracı, güneş sisteminden ayrılırken, yolu üzerindeki ilginç nesneler hakkında bilgi toplama imkanına da sahip olacak. Bununla birlikte, heliosferin ötesinde yapılacak çok fazla araştırma var. Pontus Brandt, “Voyager uzay araçlarının elde ettiği veriler, Güneş’in etrafındaki alanla ilgili birçok yeni soruyu gündeme getirdi,” diyor. “4,6 milyar yıl önce güneş sistemimizle, bizi tüm toz ve plazmadan koruyan manyetik alan oluşmaya başladı.”
NASA’nın Parker Güneş Gözlem Aracı şu anda, baloncuğun ortaya çıktığı bölgeyi inceliyor. Brandt, “Bu yıldızlar arası araç, yalnızca mevcut durumu değil, aynı zamanda nereden geldiğimizi, bunun evrimi nasıl etkilediğini ve bundan sonra nereye gideceğimizi anlamamıza yardımcı olacak,” diyor.
Finansman ve Gelecek Projeler
Yıldızlar arası uzay aracı için gereken yaklaşık 1,6 milyar doların ayrılıp ayrılmayacağı, projenin ABD’de ne kadar destek bulacağına bağlı. Araştırmacılar, bu paranın Güneş’in Dünya yakınlarındaki etkisini ele alan projelere verilmesini tercih edebilir. Örneğin, Parker uzay aracı kısa süre önce Güneş’in dış atmosferinden geçti.
Bilim dünyasında başka projeler de mevcut. Çin, Yıldızlar Arası Ekspres adını verdiği projeye yatırım yapıyor. Ayrıca, Rus-İsrailli iş insanı Yuri Milner, en yakın yıldız sistemine doğru ufak yıldız parçacıkları göndermeye yönelik bir özel proje üzerinde çalışıyor.
Pontus Brandt, “İnsanlara ilham kaynağı olan iki şey var. Biri tabii ki, daha önce kimsenin gitmediği yerlere cesurca gitmek, diğeri ise gelecek kuşaklar için yapacağınız uzun yolculuğun güzelliği. Çünkü en nihayetinde uzay yolculuğu bizi oralara götürecek. Bunu gelecek kuşaklar için yapıyoruz,” diyor.
News
