Kaygı Bozukluğu Nedir, Nasıl Geçer?
Kaygı bozukluğu özellikle de son dönemlerde pek çok kişinin karşılaştığı bir hastalıktır. Anksiyetenin baskın olduğu ve maruz kalma sıklığı, yoğunluğu ve süresi açısından hoş olmayan sonuçları olan psikolojik problemler için kaygı bozukluğu terimi kullanılır.
En sık karşılaşılan pek çok kaygı bozukluğu bulunmaktadır. Sosyal fobi, özgül fobiler, obsesif – kompülsif bozukluğu ve panik bozukluğu en sık karşılaşılan kaygı bozukluklarıdır. Bu sorunlar korku ve kaygıyı kontrol etmeyi zorlaştırır. Kaygılı durumların kendisi veya meydana geleceği beklentisi günlük hayatımızın önemli bir bölümünü işgal eder. Bu nedenle ailesinde, okullarında veya iş hayatında zorluklarla karşılaşır. Günlük işleyişi bozulur. Sosyal ilişkilerle ilgili sorunlar meydana gelir.
Anksiyete bozuklukları bir psikiyatrist tarafından teşhis edilir. Bu bozuklukların temelinde yatan birbirinden farklı pek çok faktör bulunabilir. Bu durum; kişinin yaşına, hayat kalitesine ve tramvalarına göre ele alınır ve bu doğrultuda çeşitli ilaçlar aracılığı ile tedavi edilir.
Kaygı Bozukluğu Nasıl Meydana Gelir?
Kaygı bozukluğu sebepleri noktasında en temel sebep strestir. Anksiyete ve kaygı bozukluğunun çocukluk deneyimleri, olumsuz olaylar ve genetik faktörlerin etkisiyle ortaya çıktığı; bireysel özellikler ve stresli yaşam tarzları doğrultusunda geliştiği bilinir. Tüm bu faktörler kaygıyı sürekli tetikler ve günlük rutinler bile gerçekleştirilemeyecek bir hale gelinir.
Kaygı Bozukluğunun Belirtileri Nelerdir?
Günlük hayatta kaygı bozukluğu yaşayan kişilerde pek çok belirti gözlemlenir. Bu belirtiler ise:
- Kalp atışlarının daha da hızlanması
- Nefes alıp vermede güçlük çekme
- Başın şiddetli bir şekilde ağrıması veya dönmesi
- Vücudun titremeye başlaması
- Gergin ve mutsuz bir ruh haline bürünme
- Bulunan ortamdan direkt uzaklaşma isteği
Kaybı Bozukluğu Tedavisi
Kaygı bozukluğu nedenleri doğrultusunda belirli tedavi yöntemleri uygulanır. Bu tedavi yöntemleri arasında en çok tercih edilen yöntem ise psikoterapi yöntemidir. Bilişsel-davranışçı terapi (CBT) ve EMDR terapisi, psikoterapötik uygulamaların örnekleridir. Terapistler BDT’yi kullanarak var olan tüm olumsuz düşünceleri, olumlu düşünceler ile değiştirmeyi hedeflerler. Bu süreç ödevlerle desteklenir. EMDR tedavi yönteminde ise kişinin kaygı bozuklu yaşamasına neden olan faktörler belirlenir. Bu doğrultuda da geçmişte yaşanan negatif deneyimler duyarsızlaştırılır.
News